Sie befinden Sich nicht im Netzwerk der Universität Paderborn. Der Zugriff auf elektronische Ressourcen ist gegebenenfalls nur via VPN oder Shibboleth (DFN-AAI) möglich. mehr Informationen...
Bu tez, İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi’nin özel yaşam ve aile yaşamına saygı hakkını, din özgürlüğünü, ifade özgürlüğünü ve örgütlenme özgürlüğünü düzenleyen 8-11. maddelerindeki “demokratik bir toplumda gereklilik” koşulu üzerine yapılmış bir araştırmaya dayanmaktadır. “Demokratik toplumda gereklilik” koşulu, çoğunlukla devletlerin kamu düzeninin, genel ahlakın, ulusal güvenliğin ya da başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması gibi “meşru menfaatlerine” dayanarak bu hakları sınırlandırma güçlerine getirilmiş bir sınır olarak anlaşılır. Fakat bu tez, bu koşulun devletleri aynı anda hem sınırlandırıp hem de güçlendirdiğini ileri sürer. Demokratik gereklilik koşulunu, Sözleşme’ye üye devletleri liberal ulus-devletler olarak korumanın ve Avrupa’da liberal bir devletler arası düzeni sürdürmenin Sözleşme sistemindeki temel araçlarından biri olarak ele alır. Bu tez, İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi’nin içtihadının yanı sıra, İkinci Dünya Savaşı sonrasında uluslararası insan hakları hukukunun gelişimine dair tarihsel kayıtlardan da yararlanmıştır. Tezde, hem insan hakları hukukunun tarihine dair hâkim anlatılar hem de Mahkeme’nin 8-11. maddelere ilişkin içtihadı eleştirel bir yaklaşımla ele alınmıştır. “Demokratik toplumda gereklilik” koşulunun ve aslında genel olarak da insan haklarının, liberal ulus-devleti hangi yollarla meşrulaştırıp güçlendirdiği gösterilmeye çalışılmıştır. Araştırma, Mahkeme içtihadındaki en tartışmalı alanlardan birini oluşturan din ve ahlaka ilişkin davalara odaklanmıştır. Mahkeme’nin demokratik toplumda gereklilik koşuluna ilişkin yorumuyla çizdiği sınırların, nasıl olup bazı bireyleri Sözleşme’nin sağladığı korumaya dâhil edip, diğer bazılarının Sözleşme’nin koruması dışında bırakılmasını meşrulaştırabildiği sorgulanmıştır. Böylelikle “demokratik toplumun” Mahkeme’nin kararlarıyla çizilen sınırları ortaya konulmaya çalışılmıştır. Bu sorgulamayı gerçekleştirebilmek için, Mahkeme’nin demokratik gereklilik analizinde başvurduğu hukuki araçların yanı sıra, çoğulculuk, hoşgörü, laiklik gibi kavramların Mahkeme tarafından kullanılma biçimleri incelenmiştir. Dolayısıyla bu tezde birçok konu başlığı, “demokratik toplumda gereklilik” koşulunun, devleti aynı anda hem sınırlandırıp hem de güçlendirdiği savını temellendirmek üzere bir araya getirilmiştir.