Sie befinden Sich nicht im Netzwerk der Universität Paderborn. Der Zugriff auf elektronische Ressourcen ist gegebenenfalls nur via VPN oder Shibboleth (DFN-AAI) möglich. mehr Informationen...
Ergebnis 16 von 16

Details

Autor(en) / Beteiligte
Titel
Başlıca Para Talebi Teorileri ve Finansal Sistemdeki Gelişmelerin Türkiye’De Para Talebine Etkisi
Ort / Verlag
ProQuest Dissertations & Theses
Erscheinungsjahr
1998
Link zum Volltext
Quelle
ProQuest Dissertations & Theses A&I
Beschreibungen/Notizen
  • Ekonomik sujelerin belli bir anda bulundurmak istedikleri birinci dereceden likiditelerin toplamına para talebi denir. Likidite, birey ve işletmelerin derhal ödemelerde kullanabilecekleri durumda olan satınalma gücüdür. Ekonomik sujelerin ceplerindeki ve kasalarındaki paraları, cari hesapları ve derhal tahsil edilebilir diğer alacakları birinci dereceden likidite niteliğine sahip olan objelerdir.Diğer varlıklar, en yüksek derecede likit olan yani, herhangi bir şeyi istenildiği zaman satınalabilmeyi sağlayan varlıkların başında gelen paraya dönüştürülme yeteneğine göre sıralandığında, fiziksel değerler doğal olarak en son sırada yer alacaktır.Ekonomik sujelerin varlıklarını tüketim malları şeklinde tutmaları halinde doğrudan bir tatmin, yatırım malları, hisse senedi, tahvil veya vadeli mevduat şeklinde tutmaları halinde ise kâr veya faiz getirisi ile dolaylı bir tatmin elde ederken, para şeklinde varlıkların tutulmasının neden veya nedenlerinin açıklanması gerekmektedir: Varlıkların elde para olarak tutulmasının nedenleri olarak bir kısım faydalar (sağladığı hizmetler) sıralanmaktadır.Para tutma arzusu paradan sağlanacak hizmetlerden kaynaklanıyorsa, bu hizmetler;- herhangibir şeyi istenildiği zaman satınalabilmeyi sağlaması,- nakit akımlarının zamanlamasındaki belirsizliklere karşı bir güvence sağlaması,- diğer finansal varlıkların fiyatlarındaki belirsizliklere karşı bir tedbir sağlaması olarak sıralanabilir. Böylece paranın elde tutulmasının sağladığı hizmetler sırasıyla muamele, ihtiyat ve spekülatif saikle para talebini oluşturmaktadır. Para, elde tutulmasından 2 dolayı birey ve işletmelere sağlarken bir kısım faydalar bir maliyette yüklemektedir. Bu maliyet, yani para tutmanın maliyeti, fırsat değerlendirilecek paranın faiz gibi bir Betiriye sahip olan bir varlık alma şeklinde olması durumunda elde edilebilecek Dolayısıyla ilave kazançtır. Paranın, sağladığı faydanın En azından firsat maliyetine oluncaya kadar eşit elde tutulabileceği sonucuna varılabilir. Para talebi kavrammın, fiyat teorisinde kullanılan talep anlamında ele alınması halinde yanlış sonuçlar ortaya çıkar. Böyle bir anlamda talep ile, bir ulusal ekonominin parasının değerini etkileyen faktörler açıklanamamaktadır. En genel anlamda para talebinin, para ile ifade edilen mal ve hizmet, gelir ve sermaye talebiyle karıştırılmaması gerekir: Çeşitli amaçlarla bireylerin ellerinde tuttukları para miktarı toplamma eşit olan para talebi bir stoktur. Bu, para talebini, tüketilmek için istenilen mal ve hizmet talebinden farklılaştınr. Çünkü tüketim malları için talep bir alumdır ve bir zaman dilimi içinde geçerlidir. Talep edilen mal ve hizmetleri almak için tutulan para, para talebi değil mal ve hizmet talebidir. Para talebi kavramı, çeşitli fiyatlar karşısında talep veya arz edilecek mal miktarlannı, talep veya arz koşullarının genel durumlarını gösteren tabloları değil sadece belirli bir para stokunu sembolize etmektedir. Bunun başlıca nedeni ise paranın fiziki olarak tüketilen bir şey olmamasıdır. Yine belirli bir hayat standardını sürdürebilmek için gerekli geçim araçlarını temin etmek de, para talebi değil, gelir talcbidir. Öte yandan müteşebbislerin sermaye talebi de para talebi değildir. Gerçi günümüzde sermaye talebi para ile ifade ediliyor olsa da para talebi ile sermaye talebi birbirinden farklıdır. Para talebi kavranumn nominal ve reel olarak ayrım yapılması Önemlidir. Nominal para talebi, dolaşım halindeki efektif ve kaydi Ödeme araçlannın üzerlerindeki yazılı itibari değerleriyle (para birimiyle) hesaplanan miktandır. Reel para talebi ise, dellatör (fiyatlar genel düzeyi) süzgecinden geçirilerek sabit fiyatlarla değerlendirilen satınalma gücü dolaşım hacmidir. Aşağıda ele alınacak para talebi teorilerinin ağırlık merkezini ise, reel para talebi miktan oluşturmaktadır. Para talebindeki azalmanın ekonomiye olumlu veya olumsuz etkileri olabilmektedir. örneğin, halk servetini paradan başka bir şeye kaydırabilir. Bir birey bir şirketin çıkardığı hisse senedird ya da faiz getirisi olan bir fınansal kıymeti satın alabilir. Böyle bir durumda prodüktif faaliyetler fınanse edilmiş ve sermaye oluşumuna katkıda bulunulmuş olunacağuıdan ekonomiye olumlu etkide bulunulmuş olacaktır. Ancak, ekonomik sujeler altın, antik eşya veya döviz gibi prodüktif olmayan alanlara servetlerinin para olan kısmını kaydırırlarsa, fınansal dolaşımda kullanılan para çekilmiş olacak, böylece ekonomiye olumsuz ©ikide bulunulmuş olacaktır.
Sprache
Türkisch
Identifikatoren
ISBN: 9798519187671
Titel-ID: cdi_proquest_journals_2555961167

Weiterführende Literatur

Empfehlungen zum selben Thema automatisch vorgeschlagen von bX