Sie befinden Sich nicht im Netzwerk der Universität Paderborn. Der Zugriff auf elektronische Ressourcen ist gegebenenfalls nur via VPN oder Shibboleth (DFN-AAI) möglich. mehr Informationen...
Makalede, halkbilimci, etnolog Mustafa Muhtar Kutlu’nun bir etnografa dönüşme serüveni konu edilmektedir.
Kutlu, göçer kültürü ve etno-fotografi alanındaki çalışmalarıyla tanınmaktadır. Ancak bu konulardaki
ününü yürüttüğü etnografik alan araştırmaları sayesinde kazandığı ileri sürülebilir. Kutlu’nun biyografisinin de
anlattığı gibi, bir etnograf olmak ve etnografik araştırma yürütmek, uzun bir süreçte kazanılan bilgi ve yetenekler
sayesinde mümkün olabilmektedir. Kutlu, ilk alan araştırmalarını Nermin Erdentuğ, Sedat Veyis Örnek ve
Attila Erden’in Seminer adlı dersleri kapsamında, lisans eğitimi sırasında hazırlamıştır. Bu araştırmaları, ailesinin
yaşadığı Merzifon ve köklerinin bulunduğu yerler olan Uluborlu’da yürütmüştür. Elazığ Fırat Üniversitesindeki
asistanlığı sırasında yazdığı doktora tezindeyse göçer bir aşiret olan Şavaklarla birlikte Elazığ, Tunceli
ve Erzincan’ı kapsayan geniş bir coğrafyada gerçekleşen göçlere katılır. Kutlu’nun göçerlerle ilgili gözlemleri,
doktora sonrasında, Beritanların Bingöl yaylalarındaki obalarına yaptığı gezilerle devam eder. İşte bu makalede
de, Kutlu’nun Ankara Üniversitesine lisans öğrencisi olarak girdiği 1969’dan, bir öğretim üyesi olarak Ankara
Üniversitesine geçtiği 1994 yıllına kadarki alan araştırmalarıyla ilgili anılarına odaklanılmaktadır. Makaleyle
Kutlu’nun biyografisinin küçük bir kısmının tanıtılması, etnoloji ve halkbilim eğitim tarihiyle ilgili sınırlı da
olsa verilerin kayıtlara geçirilmesi, etnografların yetiştirilmesinde alan araştırması derslerinin öneminin vurgulanması
amaçlanmaktadır. Ancak öncelikli amaç, Kutlu’nun deneyimleri aracılığıyla genç etnografların “alan”a
uyumlanmasına, toplumsallaşmasına katkıda bulunmaktır. Kutlu’nun etnografa dönüşme serüveni, 2015-2017
yılları arasında kaydedilmiş sözlü biyografisinden alıntılanmıştır. Kutlu’nun anılarında seminer ödevlerinden,
Sedat Veyis Örnek araştırmaları için yaptığı derlemelerden, lisans bitirme tezinden, Şavaklılardan, Beritanlılardan
ve kaynak kişilerle kurduğu uzun süreli ilişkilerden söz ettiği kısımlar, bu makale için bir araya getirilmiştir.
Kutlu, makalelerindeki gerçekçi dilden farklı olarak anılarında itirafa dayalı bir anlatım dili kullanmıştır. Dolayısıyla
sadece sahadaki başarılarından değil, karşılaştığı sorunlardan, hatalı davranışlarından, deneyerek öğrendiği
uygun davranışlardan, kılavuzlar ve kaynak kişilerle kurduğu ilişkilerinden de söz etmiştir. Bu açıdan
Kutlu’nun anılarının, düşünümsel etnografik yazım ve alan araştırması derslerinin üniversite programlardaki
durumuyla ilgili tartışmalara da fayda sağlayacağı düşünülmektedir. Makale sonunda, bir araştırmacının etnografik
süreci kolay geçirebilmesi için şunlar önerilmektedir: Bir, etnograf kazandığı bilgi ve becerileri, kurduğu insan ilişkileri ağında deneyime dönüştürmelidir. İki, iyi bir danışman desteği almalıdır. Üç, bir meslek örgütünün
ve etik kurulun desteğine başvurmalıdır. Dört, bu makalede yapıldığı gibi, benzer süreci deneyim edenlerin
anı ve tecrübelerinden yararlanmalıdır. Ayrıca anılardan yola çıkarak, etnograf olarak yetişmek ve etnograf
yetiştirmek için şu dört konu üzerinde de bilinçle durulması ve bunlara göre gerekli düzenlemelerin yapılması
önerilmektedir: Bir, etnografik araştırma süreci, etnografik ürünün niteliği kadar, araştırmacının yaşama ve kariyerine
bakışını da biçimlemektedir. İki, etnografa dönüşmenin üç temel boyutu vardır. Bunlar, eğitimde uygulanan
müfredat, öğretim elemanı ve danışmanın niteliği ile öğrencinin kişiliğidir. Üç, saha çalışması sırasında
günlük tutma etnografi öğrencilerine öğretilmesi ve geliştirilmesi gereken bir alışkanlıktır. Dört, etnografik
araştırmada bir etnograf yerlileşme fenomeni konusunda bilinçli olmalı ve bu dönüştürücü etkileşim sürecinin
sonuçlarına kendini hazırlamalıdır.